Fen Dersleri

Dengeleyici

 

 

SİNİR SİSTEMİ

SİNİR SİSTEMİ
Organların çalışmasını hızlı, etkili ve elektriksel yollarla düzenleyen yapılardan oluşur. Sinir sistemi sinir telleri yardımıyla tüm vücuttaki olayları denetler ve düzenler. Özelliğine göre 2 kısımdan oluşur.

1. Merkezi Sinir Sistemi
Sinir sisteminin yönetici ve denetleyici kısmıdır. Kafatası ve omurga içindeki sinirsel organlardan oluşur.
a. Beyin: Kafatası içerisindeki en büyük sinirsel organdır. Yüzeyi girintili çıkıntılı olup iki yarım küreden oluşur. Beyinle kafatası arasında bulunan 3 katlı zar beyni sarsıntılardan ve darbelerden korur. Yapısında milyarlarca sinir hücresi ağ şeklinde bulunur. Beyin yardımıyla insan vücudunda;
– Duyu organlarından gelen uyarılar değerlendirilir.
– Problem ve olaylar düşünülür, çözülür.
– Öğrenme faaliyeti ve hafıza olgusu sağlanır.
– Acıkma, susama, uyku, uyanıklık düzenlenir.
– Kan basıncı ve vücut sıcaklığı düzenlenir.
– Hormonların salgılanma zamanı belirlenir.

b. Beyincik : Yapısı beyne benzer ve küçüktür. İki yarım küreden oluşur. Kafatasının arka alt tarafında bulunur. Beyin, iç kulak ve iskelet kaslarıyla bağlantılıdır. Beyincik yardımıyla insan vücudunda;
– Kol ve bacaklardaki kasların birbiriyle uyumlu çalışması sağlanır.
– Kol ve bacaklardaki kasların çalışma derecesi düzenlenir.
– Aktif hareketin dengeli olması sağlanır.

c. Omurilik soğanı : Yüzeyi düz olup soğana benzer bir şekle sahiptir. Boynun üst kısmında bulunur. İstem dışı çalışan iç organları yönetir.
Omurilik soğanı yardımıyla insan vücudunda;
– Solunum sisteminin çalışması düzenlenir.
– Dolaşım sisteminin çalışması düzenlenir.
– Boşaltım sisteminin çalışması düzenlenir.
– Sindirim sisteminin çalışması düzenlenir.

d. Omurilik : Sırtdaki omurga içerisinde bulunur. Yüzeyi düz olup sinir kordonunundan oluşur. Kafatası organları ile vücut organları arasındaki bağlantıyı sağlar.
Omurilik yardımıyla insan vücudunda;
– Beyinle organlar arasında bilgi iletimi sağlanır.
– Refkles davranışlarının oluşması düzenlenir.

Refleks : Vücuda yapılan ani ve güçlü etkilere karşı vücudun aynı şekilde tepki göstermesidir. İstemsiz olarak yapılır. Vücudu koruyucu özelliğe sahiptir. Kazanılma şekline göre 2 çeşidi bulunur.
• Doğuştan kazanılan (kalıtsal) refleks : Genlerle ilgili olup nesilden nesile aktarılır. Her insanda aynı şekilde bulunur.
– Doğan çocuğun emme hareketi
– İğne batan parmağın çekilmesi
– Gürültülü sesten ürkme
– Göz bebeğinin büyüyüp küçülmesi
• Sonradan kazanılan (şartlı) refleks : Doğumdan sonra deneyimlerle ve öğrenme sonucu kazanılır. Nesilden nesile aktarılmaz.
– Limon görünce ağzının sulanması
– Örgü örme, dans etme, yüzme davranışları
– Bisiklet ve araba sürme davranışları

2. Çevresel Sinir Sistemi
Vücudu ağaç kökü şeklinde saran sinir liflerinden oluşur. Merkezi sinir sistemi ve vücut organları arasındaki sinirsel iletimi sağlar.

Sinirlerin Yapı ve Özellikleri
Sinir dokusunu oluşturun hücrelere nöron denir. Milyarlarca nöron insan vücudunu ağ gibi sararak yönetimi sağlarlar. Nöronlar görevleri için aşırı farklılaşmış olup bölünme yetenekleri yoktur. Çalışmaları sırasında bol miktarda enerji harcarlar. Nöronların şekilleri benzer olup 3 kısımdan oluşurlar.
Dendrit : Kısa ve çok sayıda olan uzantılardır. Çevreden aldıkları uyarıları aksona taşırlar.
Akson : Uzun ve bir tanedir. Dendritten aldığı uyarıları hedefi olan organa doğru taşır.
Gövde : Nöronun çekirdek ve organellerinin bulunduğu sitoplazma kısmıdır. Hücredeki hayatsal olayları gerçekleştirir.
Miyelin kılıf : Bazı nöronlarda, aksonların çevresiyle yalıtımını sağlayarak uyartıların daha hızlı taşınmasını sağlar.
Uyarı : Nöronları etkileyen çevresel değişmelerdir.
Uyartı (İmpuls) : Uyarılar etkisiyle nöronlarda oluşan elektiriksel ve kimyasal değişmelerdir. İnsan vücudunda görev ve taşınan bilginin farklılığına göre 3 çeşit sinir hücresi kullanılır.
• Duyu nöronu : Uyarıları duyu organlarından merkezi sinir sistemine taşır.
• Motor nöron : Merkezi sinir sisteminden organlara doğru emir taşır.
• Ara nöron : Merkezi sinir sistemini oluşturur.
Uyarı ve emirler sinirler üzerinde uyartılar şeklinde taşınırlar. Taşınma hızları sabit olup oluşma miktarları değişebilir. Uyartılar nöronlar üzerinde iyonlar yardımıyla elektriksel; Nöronlar arasında hormonlar yardımıyla kimyasal olarak taşınır.
Nöronlar birbirine bağlandığı bölgelere sinaps denir. Sinapslar bir nöronun aksonuyla diğerinin dendriti arasında kurulur.
Uyartılar sinapslar üzerinde salgılanan özel hormonlarla taşınır. Böylece uyartının hangi yolu takip ederek hangi organa ulaşacağı belirlenir.


DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER


İnsan ve hayvanlarda organların ve sistemlerin uyumlu çalışmasını düzenleyen iki sistem vardır. Bunlardan biri sinir sistemi, diğeri hormonal (endokrin) sistemdir.
*Tek başına veya hormon sistemiyle birlikte çalışan sinir sisteminin diğer organ ve sistemlerin çalışmasına etkisi çok hızlı olup kısa sürelidir.
*Hormonal sistemin etkisi ise yavaş ve uzun sürelidir.

SİNİR SİSTEMİ
İç ve dış ortamdan gelen uyartıları alan, değerlendiren, iç organlarımızın çalışmasını sağlayan, uyartıları cevaplandıran sisteme sinir sistemi denir.


MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ
Merkezi sinir sisteminin görevi, vücuttaki bütün yaşamsal olayları yönetmektir.

*BEYİN:
İki yarım küreden oluşan beyin, kafatası içine yerleşmiştir. Beynin üzeri girintili ve çıkıntılı bir yapıya sahiptir. Girinti ve çıkıntılar beyin yüzeyini genişletir. Böylece daha çok sinir hücresi yayılabilir.
Beyin, dıştan içe doğru üç katlı zar ile örtülüdür. Bunlar, sert zar, örümceksi zar ve ince zar olarak adlandırılırlar. Sert zar koruyucudur. İnce zar kan damarı bakımından zengin olup beyni besler. Örümceksi zar ile ince zar arsında sıvı vardır. Bu sıvı beyni sarsıntılardan ve darbelerden korur.
Beyin yarım küreleri enine kesilirse dış kısmın boz renkli, iç kısmın ak renkli olduğu görülür. Boz renkli dış kısımda milyonlarca sinir hücresinin gövdeleri bir araya toplanmıştır. Bu dokuya boz madde denir. Boz maddenin altındaki bölüm sinir hücrelerinin gövdelerinden çıkan aksonlardan oluşmuştur. Bu dokuya ak madde denir. Beyin yarım kürelerini birbirine bağlayan, ak maddeden yapılmış iki köprü bulunur. Bunlardan üsttekine nasırlı cisim, alttakine beyin üçgeni denir.
Görev ve İşlevleri:
1- Duyu merkezidir (Görme, tat alma, koklama, işitme, dokunma duyularının merkezidir. )
2- İstemli yapılan hareketlerin merkezidir. ( İskelet kasları tarafından gerçekleştirilen yüz, kol ve bacakların, parmakların hareketini yönetir. Hareket sinirleri omurilik soğanından geçerken çaprazlaşır. Bu nedenle beynin sağ tarafı vücudun solunu, beynin sol tarafı vücudun sağını kontrol eder.)
3- Hafıza (zekâ), öğrenme, konuşma, yazma, bilgi depolama ve saklama davranışlarını yönetir. Zekâ derecesi beynin maddesine, sinirlerin kalıtsal özellik ve gelişme derecelerine bağlı olarak değişir. Özetle zekâ, bütün beynin fonksiyonudur.
4- Sevinç, ağlama, üzüntü gibi ruhsal durumların merkezidir.
5- Beynin içindeki hipotalamus bölgesi şunlardan sorumludur:
• Vücut ısısını ayarlamak.
• Kan basıncını, kalp- damar sistemini, elektrolit dengesini (su- tuz- iyon vs.) düzenlemek.
• Enerji metabolizmasını, (karbonhidrat ve yağ metabolizmasını) metabolizma hızını düzenlemek.
• Hormonal denetim yapmak. ( gebelik ve üreme hormonlarını kontrol eder, hipofizi uyarır.)
• Strese karşı acil cevap vermek.
 Beynin sol yarım küresi, konuşma, lisan öğrenme, sistematik, matematik işlemler gibi faaliyetleri gerçekleştirir. Sağ yarım küresi ise, resim yapma, yol haritası takip etme, soyut kavramları algılama gibi faaliyetleri yürütür. Bir yarım kürenin yaptığından, diğerinin haberdar olmasını nasırlı cisim sağlar.
Beyin, oksijensizliğe en duyarlı organımızdır. Beynin zedelenmesi veya beyin hücrelerinin ölümü halinde kişi ölmez; fakat bitkisel yaşama girer.
* BEYİNCİK:
Kafatasının arka kısmında, beynin altında bulunur. Beyin ile omurilik soğanı arasındadır. Yapı olarak beyne benzer; Dışı boz madde, içi ak maddeden yapılmıştır, iki yarım küreden oluşur, üzerinde koruyucu beyin zarları vardır. Fakat kıvrımlı değildir, incecik kırışıklıklarla kaplıdır.
Görev Ve İşlevleri:
1- Vücudun dengesini sağlar. (Kulaktaki yarım daire kanalları ile birlikte.) örneğin beyinciği zedelenen bir kuş dengesini kaybeder, yalpalar.
2- Kasların gerginliği ve kas faaliyetlerini düzenler. Göz kaslarının kontrolü de beyinciktedir.
3- Özellikle hızlı, karmaşık hareketler ile yürüme, yazma veya dikiş dikme gibi öğrenilmiş hareketlerin yönetilmesinde beyne yardımcı olur.

*OMURİLİK SOĞANI:
Beynin son kısmı ile omuriliğin başlangıcıdır. Dış görünüşü taze soğana benzer. Dışı ak madde, içi boz maddeden oluşur. Beyin ile omurilik arasındaki sinirsel iletimi sağlar. Vücut organlarından beyne, beyinden vücuda giden sinirlerin bir kısmı doğrudan geçer, bir kısmı buradan geçerken çaprazlaşır. Bu yüzden beynin sağ yarım küresi vücudun sol tarafını, beynin sol yarım küresi vücudun sağ tarafını kontrol eder.
Görev Ve İşlevleri:
1- Solunum, boşaltım, dolaşım gibi istemsiz çalışan sistemlerin çalışmasını düzenler.
2- İsteğimiz dışında gerçekleşen, iç organların hareketlerini yönetir.
3- Kalbin çalışmasını, kan damarlarının genişleyip, büzülmesini kontrol eder.
4-Kusma, öksürme, hapşırma, yutma, çiğneme, metabolizma gibi olayları düzenler.
5- İdrar torbasının çalışmasını kontrol eder.
Omurilik soğanı, özellikle dolaşım ve solunumu kontrol etmesiyle, hayat düğümü olarak adlandırılır. Omurilik soğanı çıkarılan bir insan ölür.

*OMURİLİK:
Omurilik soğanından başlayıp, omurga kanalı (omurga kemiklerinin üst üste dizilmesiyle oluşan kanal) içinden, kuyruk sokumuna kadar devam eden bir sinir demetidir. Omurga kanalı, omuriliği dış etkenlerden korur. Omuriliğin ön ve arka kısmında derin yarıklar bulunur. Ön ve arka kısımdan ikişer çift sinir çıkar, sonra birleşerek tek çift sinirler halinde vücuda yayılırlar. Omurilikten 31 çift karma sinir çıkar. Duyu sinirleri omurilikte çapraz yaparlar.
Omuriliğin dışı ak maddeden, içi boz maddeden oluşur. Boz maddenin ak madde içindeki görünümü kelebek şeklini andırır.

Görev Ve İşlevleri:
1- Beyin ile çevresel sinir sistemi arasındaki bağlantıyı sağlar. Beynin gönderdiği emirleri kaslara ve iç salgı bezlerine götürür.
2- Refleks hareketlerinin merkezidir.
3- Sürekli yaptığımız hareketler, önce beynin denetiminde gerçekleşir. Bunlar iyice öğrenildikten sonra denetimi omurilik alır. Hata yapılınca beyin tekrar devreye girer. Örneğin, dans etme, spor yapma, örgü örme, araba kullanma gibi alışkanlık haline getirilmiş hareketler.

Refleks: Dış çevreden gelen bir uyarı etkisi ile vücudun ani olarak, istem dışı ve düşünmeden verdiği tepkidir. Refleks hareketler, mekanik, fiziksel, kimyasal veya ruhsal sebeplerle olabilir.
Mekanik ----->Ayağın gıdıklanması, diz kapağına vurma etkenleriyle oluşan refleksler gibi.
Fiziksel ----->Güneş ışığında göz bebeğinin küçülmesi gibi.
Kimyasal ----->Limon yalandığında tükürük sıvısının daha çok salgılanması gibi.
Ruhsal ----->Limon denildiğinde ağzın sulanması gibi.
İki tip refleks vardır:
1- Kalıtsal Refleksler: Doğuştan gelir, kişinin kalıtsal yapısında bulunur. Örnek: yeni doğan bebekte emme refleksi, diz kapağı refleksi, çok sıcak cisme dokununca elin çekilmesi, karanlıkta gözbebeğinin büyümesi.
2- Şartlı Refleks: Öğrenme yoluyla sonradan kazanılır. Bu tip refleksler önce beynin kontrolündedir. Sonra omuriliğe geçer. Örnek: Bisiklet sürmek, dans etmek, şarkı söylemek, limon görünce ağzın sulanması.

SİNİR SİSTEMİNİN ÇALIŞMASI:
Sinir merkezleri göz, deri gibi organlar vasıtasıyla dış ortamla ilişki kurmamızı sağlar. Duyu organları ile sinir merkezlerini birleştiren hücre veya hücre topluluklarına sinir denir. Sinir hücrelerine nöron adı verilir. Nöronlar farklılaşmış hücrelerdir.
Bir sinir hücresinin şekli yıldıza benzer. Gövdeden çıkan çek sayıdaki kısa uzantıya dendrit denir. Her sinir hücresinden bir tane de uzun uzantı çıkar. Buna da akson adı verilir. Bazı sinir hücrelerinde, aksonların üzeri miyelin kılıf denilen yapıyla örtülüdür. Miyelin kılıf sinirsel iletimin hızlı olmasını sağlar. Sinir hücrelerinin gövdelerinde çekirdek vardır ancak, sentrozomları olmadığından, bölünüp çoğalamazlar.
 


Sinir hücreleri duyu organlarından gelen uyartıları dendritle alır, aksonlar boyunca iletirler. Uyartıların taşınması elektriksel ve kimyasal olaylarla gerçekleşir. Akson ve dendritler arasında direk bağlantı yoktur, arada boşluk bulunur. Buna sinaps denir. Sinapslarda iletim kimyasal, aksonlarda iletim elektriksel yollarla olur. Alınan uyartıların sinir hücrelerinde oluşturduğu elektriksel ve kimyasal değişikliğe impuls denir. İmpuls oluşabilmesi için uyartının eşik şiddetinde olması gerekir.
Dinlenme anında aksonların dış kısmı pozitif, iç kısmı negatiftir. Uyartının taşınması sırasında, elektrik yükleri yer değiştirerek aksonlar boyunca iletilir. Elektrik yükleri aksonun ucuna ulaşınca buradan kimyasal bir hormon salgılanır.
Buna sinir hormonu denir ve uyartının ikinci sinir hücresine geçmesini sağlar.
İstemli hareket sinirleri ( iskelet kaslarına giden sinirler) miyelin kılıflı, istemsiz hareket sinirleri (otonom sinirleri) ise miyelin kılıfsızdır. .
Üç çeşit nöron vardır:
Duyu organlarının aldığı uyartıyı, merkezi sinir sistemine (beyin veya omuriliğe ) taşıyan sinirlere duyu nöronları denir. Duyu nöronları iç organlarımızdan gelen impulsları ( iletileri ) da beyne veya omuriliğe iletebilir.
Ara nöronlar ise, merkezi sinir sistemi içinde bulunan bilgi değerlendirme nöronlarıdır. Duyu ve motor nöronları arasında mesaj taşır.
Merkezi sinir sisteminden alınan bilgileri ve cevabı organlara taşıyan sinirlere motor (hareket) nöronları denir. Hareket nöronları bir kas veya bezde sonlanır.
Beyindeki sinirler karmadır.
* İstemli ve istemsiz ( refkeks ) hareketlerimizde yapılan sinirsel iletimin izlediği yollar birbirinden farklıdır:
*İstemli hareketlerimizde uzun iletim görülür:



*Refleks hareketlerimizde kısa iletim görülür:
Duyu cisimciği-----> Duyu nöronu ----->Ara nöron ----->Refleks Hareket
                                                 ( omurilik emir verir)

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ
Beyin ve omurilikten çıkan sinirlerden oluşur. Merkezi sinir sistemi ile vücudun diğer organları arasındaki iletişimi sağlar. Çevresel sinir sisteminin yapısında sinir lifleri, sinir düğümleri alır. Çevresel sinir sisteminde beyinden çıkan 12 çift, omurilikten çıkan 31 çift sinir vardır.
Çevresel sinir sistemi ikiye ayrılır:
1- Otonom Sinir Sistemi: İstemsiz olarak yaptığımız hareketleri; kalp kasının, düz kasların ve salgı bezlerinin çalışmasını kontrol eder. Sinirlerinde miyelin kılıf bulunmaz. Sistem, birbirine zıt olarak çalışan iki kısımdan oluşur. Bunlar sempatik ve parasempatik sinirlerdir.
Sempatik ve parasempatik sinirler aynı organda zıt etki yaparak çalışmasını sağlar. Örneğin sempatik sinir kalp atışını hızlandırır, parasempatik sinir yavaşlatır.
2- Somatik Sinir Sistemi: İstemli olarak yaptığımız hareketlerin gerçekleşmesini sağlar ve kontrol eder. Örneğin yazı yazma, şarkı söyleme.

SİNİR SİSTEMİNİN SAĞLIĞI:
Hasar gören sinir hücreleri kendini yenileyemez. Üstelik sinir sistemindeki bir bozukluk diğer sistemleri de etkiler. Darbe alma, dengesiz beslenme, stres, uykusuzluk, sigara, alkol sinir sisteminde hasara yol açabilir.
Sinir sistemimizle ilgili rahatsızlıkların bazıları şunlardır:
Felç: Hareket sinirlerinin zedelenmesi veya kopması durumunda, ilgili organlardaki kaslara emir ulaştırılamaz. Ayrıca bu organlara ait kaslar, organı çalıştıramaz.
Akıl Hastalığı: Temel düşünce ve davranışlarda, yaşama ve insan doğasına uymayan davranışlara ve davranış bozukluklarına sahip kişilerde görülür.
Menenjit: Beyni ve omuriliği örten zarın iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmezse öldürücüdür.
Sara: Beyin hücrelerinin ani bilinç kaybına uğramasıdır.
Kuduz: Virüslerin sebep olduğu hastalıktır. Tedavi edilmezse öldürücüdür.
Multiple Skleroz (MS): Vücudun bazı sinirlerinde, miyelin kılıfın parçalanmasıyla oluşur. Görme, konuşma, denge, eş güdümde bozukluklara, sakarlık ve titremelere yol açar. Tedavisi henüz yoktur.
Parkinson: Mesajların sinapslardan atlamasını sağlayan kimyasal ileticiler görevini yapamaz. Bu yüzden vücudun bazı yerlerinde titremeler, sarsılmalar olur.

HORMONAL SİSTEM (ENDOKRİN SİSTEMİ)
İnsandaki salgı bezleri üç çeşittir:
1- Dış Salgı Bezi: Kanallı bezler olup, salgılarını kanal aracılığıyla iletirler. Örneğin; tükürük, gözyaşı, ter bezleri gibi.
2- İç Salgı Bezi: Kanalsız bezler olup, salgılarını direk kana verirler. Salgılarına hormon denir.
3- Karma Bez: Hem bir kanala, hem de kana salgı verirler. Örneğin; pankreas.
Hormonal sistem, iç salgı bezlerinden oluşur.(pankreas hariç, pankreas karma bezdir.)
Hormon, kan yoluyla vücuda dağıtılan, belli hedef organlarda etki gösteren kimyasal maddelerdir. Her hormonun etkilediği hücre, doku ve organ farklıdır. Bunlara hedef organ veya hedef doku denir.
Hormonlar hayvanlarda kanla, bitkilerde soymuk borularıyla taşınır.
Hormonlar, gerektiği miktarda salgılanırlar. Kana geçtikten sonra etkili olurlar ve miktarları zamanla azalır. Hormonların az ya da çok salgılanması hastalık yapar.
Hormonların Görevleri:
1- Sinir sistemi ile birlikte vücudun düzenli çalışmasını sağlar.
2- Vücudun iç dengesinin korunmasında görev alır.
3- Üreme ve eşey faaliyetlerini, cinsiyet özelliklerini belirler.
4- Vücudun gelişmesini ve büyümesini kontrol eder.

 

HORMON ÜRETEN BEZLER
 

 

BEZİN ADI

 

 

   YERİ

 

 

     SALGILADIĞI

      HORMON

 

    ÖZELLİKLER

 

 

 

 

 

Hipofiz Bezi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Beynin taban kısmında bulunan nohut büyüklüğünde bir bezdir

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 A- Büyüme hormonu

 B-Tiroit uyarıcı hormon

 C- Adrenal hormon

 (böbrek üstü)

 D- Metabolizmayı

 düzenleyen 5 çeşit

 hormon.

 

 

 

 

 

 

 

    Kemiklerin ve genel olarak vücudun büyümesini kontrol eder.

Tiroit bezinin çalışmasını kontrol eder. Böbrek üstü bezinin çalışmasını uyarır. Su metabolizmasını, kan basıncını ve düz kas faaliyetlerini kontrol eder, iyon dengesini sağlar. Dişilerde süt üretilmesini sağlayan hormon üretir. Üreme hücrelerinin oluşmasını sağlayan hormon üretir. 

  

  Büyüme Hormonu, çocukluk çağında az salgılanırsa cücelik, çok salgılanırsa devlik olur. Ergenlik çağından sonra çok salgılanırsa akromegali denilen el, ayak ve yüz kemiklerinde oransız büyüme olur.

 

 

Epifiz Bezi

 

 

 

Beyin yarım küreleri arasında

 

Melatonin hormonu

 

  Eşey organlarının ergenlik döneminden önce gelişmesini engeller.

 

 

 

Tiroit Bezi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İki loplu olup,

boyunda, gırtlağın altında soluk borusunun iki yanındadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

A- Tiroksin

B- Kalsitonin

Hormonlarını salgılar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

A-Tiroksin, büyüme ve gelişmede etkilidir. Vücut metabolizmasını düzenler; gelişme döneminde az salgılanırsa cücelik ve zekâ geriliğine neden olur. Yetişkin insanlarda az salgılandığında metabolizma hızı yavaşlar, vücut ısısı düşer, saçlar dökülür. Fazla salgılanırsa, metabolizma hızı artar, sinirlilik, çarpıntı, ortaya çıkar. Tiroksin, iyot eksikliğinden dolayı az salgılanırsa, bez, normalden fazla çalışarak büyür. Bu hastalığa guatr denir.

 

B- Kalsitonin, vücudun kalsiyum, fosfor dengesini ayarlar. Kandaki kalsiyum kemiklere geçtikten sonra, Kalsitonin sayesinde kemikler sertleşir.

 

   Paratiroit

   Bezi

 

 

 Tiroit bezinin arkasında

 

    

  Parathormon

 

 

Kalsiyumun kemiklerden kana geçmesini sağlar. Az salgılanırsa tetani hastalığı oluşur. Fazla salgılanırsa kemikler yumuşar.

 

Böbrek Üstü

Bezleri

 

 

 

 

 

 

 

 

Böbreklerin üst kısmı

 

 

 

 

 

 

 

   Kabuk bölgesi:

  A- Kortizol

  B- Aldesteron

 

  Öz bölgesi:

  Adrenalin

 

 

Kortizol: Kan şekerini artırır. Protein, yağları glikoza dönüştürür.

Aldesteron: Vücutta su ve iyon dengesini düzenler.

Adrenalin: Heyecan, korku anında kana karışır. Kalbin çalışma hızı ve kan basıncı, solunum hızı artar. Kas ve karaciğerde glikojen yıkımı ve oksijen tüketimi hızlanır.

 

Pankreas

(karma bez)

 

 

 

 

 

 

Midenin alt kısmında bulunur

 

 

 

 

 

A- İnsülin Hormonu

B- Glukagon Hormonu

(Bu iki hormon birlikte

çalışır.)

 

 

 

 

İnsülin: Kandaki şekerin (glikoz) fazlasının karaciğerde(glikojen olarak) depolanmasını sağlar.(Kan şekerini düşürür.) İnsülin az salgılanırsa kanda şeker miktarı artar.(Şeker hastalığı)Glukagon:Kas ve karaciğerdeki glikojenin, gerektiğinde kana geçmesini sağlar. (Kan şekerini yükseltir.)

 

Eşey Bezi

 

 

 

 

 



DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

1- Denetleyici ve Düzenleyici Sistemler :
Canlı vücudundaki hücre, organ ve sitemlerin birlikte ve düzenli çalışmasını sağlayan, yaşamsal faaliyetleri yöneten ve kontrol eden sisteme denetleyici ve düzenleyici sistem denir. Denetleyici ve düzenleyici sistem, sinir sistemi ve endokrin (iç salgı = hormonal) sistemden oluşur.
Canlı vücudunda sinir ve endokrin sistemleri birlikte ve birbirlerine bağlı olarak çalışırlar. Sinir sistemi çok hızlı çalışıp organları anında etkilerken endokrin sistemi yavaş çalışır ve organları uzun sürede etkiler ve denetler. (Bunun nedeni, hormonların kanla taşınmasıdır).
Hayvanlarda sinir ve endokrin sistemi birlikte bulunurken bitkilerde sadece salgı sistemi bulunur.

2- Endokrin (İç Salgı = Hormonal) Sistem :
Hormonlar ve hormon üreten salgı bezlerden oluşan sisteme endokrin sistemi denir. Endokrin sisteminin çalışmasını sinir sistemi sağlar.
Canlı vücudunda özel salgılar (ter, süt, yağ, gözyaşı, kulak kiri, sümük, tükürük, enzim, hormon) üretebilen hücrelerin oluşturduğu hücre toplulukların salgı bezi denir. Canlı vücudunda iç salgı bezi, dış salgı bezi ve karma bez olarak üç farklı salgı bezi bulunur.
Ürettiği salgılarını doğrudan kana verebilen bezlere iç salgı bezi (hormon üreten bez), bu bezlerin ürettiği salgılara da iç salgı veya hormon denir.
Ürettiği salgılarını bir kanal ile vücut dışına çıkarabilen (veren) bezlere dış salgı bezi, bu bezlerin ürettiği salgılara da dış salgı denir.
Ürettiği salgılarını hem kana veren hem de vücut dışına çıkarabilen (verebilen) bezlere karma bez denir. Pankreas ve eşeysel bezler (testisler ve yumurtalıklar) karma bezlerdir.

3- Hormonlar ve Hormon Üreten (Salgılayan) Bezler :

Ürettiği salgılarını doğrudan kana verebilen bezlere iç salgı bezi (hormon üreten bez), bu bezlerin ürettiği salgılara da iç salgı veya hormon denir. İç salgı bezlerinin ürettiği hormonlar, vücuttaki ilgili organa kan yoluyla taşınırlar.
İnsanlarda; hipofiz, epifiz, tiroit, paratiroit, timüs, böbrek üstü (adrenal), pankreas ve eşeysel bezler (testisler ve yumurtalıklar) iç salgı bezleridir.

a) Hipofiz Bezi ve Görevleri :

Beynin alt tarafında (temel kemiğinin çukur kısmında) yer alan nohut büyüklüğünde ve pembe renkli olan iki parçalı bir bezdir.

Görevleri :

1- Salgıladığı hormonlarla diğer iç salgı bezlerinin (tiroit, eşeysel bezler) çalışmasını sağlar.
2- Sinir sistemi ve iç salgı sistemi arasında bağlantıyı kurar.
3- Vücudun su dengesini kontrol eder (Böbreklerden suyun geri emilmesini sağlar).
4- Kan basıncını kontrol eder.
5- Vücudun büyümesini sağlayan büyüme hormonu üretir. Büyüme hormonunun az salgılanması durumunda cücelik, fazla salgılanması durumunda devlik (akromegali) ve çirkinlik (jigantizm) oluşur.

b) Epifiz Bezi ve Görevleri :

Hipofiz bezinin arkasında, beyin yarım kürelerinin arasında bulunan bezdir. (Salgıladığı hormon ve görevi kesin olarak bilinmemektedir.

Görevleri :

1- Salgıladığı hormonlarla erkeklerde testislerin, dişilerde yumurtalıkların (yani eşeysel bezlerin) küçük yaşlarda (9 – 12) gelişmesini önler. 9 – 12 yaşlarından sonra kaybolur ve eşeysel bezler gelişir.

c) Tiroit Bezi :

Boynun ön kısmında, gırtlağın altında, soluk borusunun iki yanında yer alan iki parçalı (loblu) bezdir. (H harfine benzer ve 25 gr dır).
Tiroit bezi tiroksin ve kalsitonin hormonlarını salgılar. Tiroit bezi iyot denilen madensel tuz sayesinde çalışır.

Tiroksin Hormonunun Görevleri :

1- Vücuttaki büyüme ve gelişmeye yardım eder.
2- Vücuttaki metabolizma (yapım ve yıkım olayları) hızını düzenler.
3- Doğumdan sonra az salgılanırsa kretenizm denilen cücelik ve zeka geriliği görülür.
4- Yetişkinlerde az salgılanırsa ruh ve beden uyuşukluğu görülür.
5- Fazla salgılanırsa metabolizma hızlanır, kan basıncı artar, kan dolaşımı hızlanır, aşırı terleme ve sinirlilik oluşur.

Kalsitonin Hormonunun Görevleri :

1- Kandaki (kalsiyum ve fosfor) madensel tuz miktarını ayarlar. (Kandaki kalsiyum ve fosfor gibi madensel tuzların kemiklere geçmesini sağlar).
2- Kemiklerin sertleşmesine yardımcı olur.
3- Eksikliğinde kandaki (kalsiyum ve fosfor) madensel tuzlar kemiklere geçemez ve kemik erimesi oluşur.

NOT : 1- Tiroksin hormonunun yapısında iyot denilen madensel tuz bulunur. Tiroit bezi
tiroksin hormonunu üretebilmek için iyoda ihtiyaç duyar. Vücutta iyot eksikliğinde tiroit bezi (hipofiz bezinin uyarması sonucu) tiroksin hormonu üretebilmek için fazla çalışır ve büyür. Tiroit bezi büyüyünce guatr hastalığı oluşur. Bu nedenle iyotlu tuzlar kullanılmalıdır. Ayrıca kırmızılahana vücutta iyot kullanımını önler. Bu da guatr hastalığına yol açar. (Karadenizliler çok lahana kullanırlar).

d) Paratiroit Bezi :

Tiroit bezinin arkasında (ve iki yanında) bulunan dört parçalı bezdir (1 gr). Paratiroit bezi parathormon üretir. Bu hormon kalsitonin hormonuna zıt olarak çalışır. Yani kemiklerdeki fazla olan (kalsiyum ve fosfor gibi) madensel tuzların kana geçmesini sağlar. Kandaki kalsitonin hormonu artınca kandaki parathormon miktarı azalır. Kandaki kalsiyum kemiklere fazla geçerse kandaki kalsitonin hormonu azalır, parathormon artar ve artınca da kemiklerde fazla biriken kalsiyumun tekrar kana geçmesini sağlar.

Görevleri :

1- Kandaki (kalsiyum ve fosfor gibi) madensel tuz dengesini ayarlar. Kemiklerdeki kalsiyumun kana geçmesini sağlar.
2- Az salgı üretilirse kandaki kalsiyum kemiklerde birikip kana tekrar geçemez ve kandaki fosfor miktarı artar. Buda kaslarda ağrılı kasılma ve titreme şeklindeki tetani hastalığına yol açar.

e) Timüs Bezi ve Görevleri :

Tiroit bezinin altında bulunan ve çocuklarda 3 yaşından sonra yavaş yavaş kaybolan bezdir.

Görevleri :

1- Çocukluk döneminde vücudu mikroplara karşı korur.

f) Böbrek Üstü (Adrenal) Bezleri :

Böbreklerin üst kısmına yapışmış halde (sarımtırak renkli) iki tane olan bezdir. Böbreklerle doğrudan ilişkisi yoktur. Böbrek üstü bezlerinden yeterince hormon salgılanamaması durumunda deri tunç rengin alır, kan basıncı düşer ve tunç (addison) hastalığı oluşur.
Böbrek üstü bezleri; adrenalin (nörodrenalin), aldesteron, kortizon hormonlarını üretir. (Böbreklerdeki öz bölgesi adrenalin, kabuk bölgesi kortizon hormonlarını üretir).
Adrenalin (Nörodrenalin) Hormonunun Görevleri :
1- Kan basıncını düzenler.
2- Kandaki şeker miktarını düzenler.
3- Korku, öfke, heyecan, açlık gibi durumlarda kandaki adrenalin miktarı artar (fazla salgılanır). Bu sonucunda kan basıncı (tansiyon), kalp atışı, kan şekeri yükselir ve göz bebekleri büyür.
4- Kandaki karbonhidrat – şeker miktarını ayarlar. Karaciğer ve kaslarda depolanan glikojeni glikoza dönüştürür.

Kalsitonin Hormonunun Görevleri :

1- Proteinlerin (fazla olanının) karbonhidratlara dönüşmesini sağlar.
2- Az salgılanırsa kan basıncı düşer, deri tunç rengini alır ve tunç = addison hastalığı oluşur.

Aldesteron Hormonunun Görevleri :

1- Vücudun su ve madensel tuz dengesini ayarlar.

g) Pankreas Bezi ve Görevleri :

Midenin alt kısmında bulunan, yaprak şeklinde olan hem iç hem de dış salgı üreten karma bezdir.
Pankreas, sindirim olaylarında kullanılan sindirim enzimlerini (pankreas öz suyu içindeki amilaz, lipaz, tripsin enzimlerini) üreterek on iki parmak bağırsağına verir ve dış salgı bezi olarak görev yapar.
Pankreas, insülin ve glukagon hormonlarını üreterek kana verir ve iç salgı bezi olarak görev yapar. (İnsülin hormonu α hücrelerinde, glukagon hormonu β hücrelerinde üretilir).

Görevleri :

1- Salgıladığı insülin ve glukagon hormonları ile kandaki şeker miktarını ayarlar.
2- Salgıladığı sindirim enzimleri ile besinlerin parçalanmasını sağlar (sindirim olayına yardım eder).

İnsülin Hormonu :

Kandaki glikoz (şeker) miktarının azalmasını sağlayan hormondur. İnsülin hormonu, kandaki glikozun (şekerin) hücrelere geçmesini, kandaki fazla glikozun glikojene çevrilerek karaciğer ve kaslarda depolanmasını sağlar. (Karaciğer ve kaslarda glikojen deposu dolmuşsa fazla olan glikozun yağa dönüştürülerek deri altında ve iç organların etrafında depolanmasını sağlar).
İnsülin hormonu, az salgılanırsa, kandaki glikoz (şeker) yeterince hücrelere geçemez ve idrarla vücut dışına atılır. Bunun sonucunda şeker hastalığı (diyabet) oluşur. Şeker hastası olan insanlara dışarıdan iğne ile insülin hormonu verilir (insülin iğnesi yapılır).
İnsülin hormonu fazla salgılanırsa, kandaki glikoz (şeker) hızlı ve fazla bir şekilde hücrelere geçer. Bunun sonucunda sinirsel bozukluklar ve bazen ölüm ortaya çıkar.

Glukagon Hormonu :

Kandaki glikoz (şeker) miktarının artmasını sağlayan hormondur. Kandaki glikoz (şeker) miktarı düşerse, karaciğer ve kaslarda depolanan glikojenin glikoza dönüşüp kana geçmesini sağlar.

h) Eşeysel Bezler (Testisler ve Yumurtalıklar) :

Erkeklerde testisler (er bezleri), dişilerde yumurtalıklar (ovaryum) eşeysel bezlerdir. Eşeysel bezler hem iç hem de dış salgı üreten karma bezlerdir.
Eşeysel bezler, üreme hücresi ürettiği için dış salgı bezi olarak, hormon üretip kana verdiği için de iç salgı bezi olarak görev yaparlar.
Testisler ve Görevleri :
1- Sperm hücrelerini üretirler.
2- Androjen (testosteron) hormonunu üretirler. Bu hormon erkeklik hormonudur ve sesin kalınlaşmasını, erkeklerin kendine özgü vücut özelliklerinin belirlenmesini, sakal ve bıyık çıkmasını ve sperm hücrelerinin belli bir yaştan sonra üretilmesini sağlar.

Yumurtalıklar ve Görevleri :

1- Yumurta hücrelerini üretirler.
2- Östrojen ve progesteron hormonlarını üretirler. Bu hormonlar dişilik hormonlarıdır ve sesin incelmesini, dişilerin kendine özgü vücut özelliklerinin belirlenmesini, (sakal ve bıyık çıkmamasını) ve yumurta hücrelerinin belli bir yaştan sonra olgunlaşmasını (yumurta kanallarına verilmesini) sağlar.

NOT : 1- İç salgı bezleri hipotalamusun (beynin bölümünün), hipofiz bezinin denetiminde
çalışır.
2- Şeker hastaları fazla yemek yer ve çok su içerler.
3- Hipofiz bezinin salgıladığı anti di üretik hormonu idrarın düzenli oluşmasını sağlar. Az salgılanırsa fazla idrar oluşur.
4- Bazı hormonlar ve görevleri :
• FSH (FUH) (Folikül Uyarıcı Hormon) :
Yumurtalıkta yumurta üretilmesini sağlar.
• LH (Lüteinleştirici Hormon) :
Yumurtalıkta östrojen ve progesteron üretilmesini sağlar.
• LTH (LUH) (Lüteotropik Hormon) :
Süt salgısının üretilmesini sağlar.
• FSH (FUH) (Folikül Uyarıcı Hormon) :
Testislerdeki seminifer tüpçüklerinin gelişmesini ve sperm üretilmesini sağlar.
• LH (Lüteinleştirici Hormon) :
Testislerde androjen (testosteron) üretilmesini sağlar.
• ACTH (Böbrek Üstü Bezlerini Uyarıcı Hormon) :
Böbrek üstü bezlerinin adrenalin, nörodrenalin, kortizon, aldesteron üretmesini sağlar.
• TUH (Tiroit Uyarıcı Hormon) :
Tiroksin bezinin tiroksin üretmesini sağlar.
• STH (SUH) (Büyüme Hormonu) :
Büyümenin gerçekleşmesini sağlar.

4- Sinir Sistemi :

Çevreden gelen uyarıları alan, bu uyarıları beyine (merkezi sinir sistemine) ileten, beynin (gelen uyarılara) verdiği cevabı ilgili organa ya da kaslara taşıyan, akıl, zeka, düşünme, öğrenme-, konuşma, hafıza gibi istemli hareketleri gerçekleştiren, vücudun düzenli çalışmasını ve bütünlüğünü sağlayan sisteme sinir sistemi denir.
Sinir sistemi nöron denilen sinir hücrelerinden oluşur. Sinir hücrelerinin birleşerek oluşturduğu ve vücudu bir ağ gibi saran yapıya sinir denir.
Sinir sistemi yapı ve görevlerine göre merkezi sinir sistemi ve çevresel sinir sistemi olmak üzere iki bölümde incelenir.






Sinir Hücresi (Nöron) ve Yapısı :

Vücudun en fazla özelleşmiş ve farklılaşmış hücrelerine nöron denir. Nöronlar, sinir sisteminin temel görev ve yapı birimidir. Hem merkezi hem de çevresel sinir sistemi nöronlardan oluşmuştur.
Nöronları birbirine bağlanarak sinirleri, vücuttaki sinirlerin tamamı da sinir sistemini oluşturur.
Nöronlar, çevreden gelen uyarıları almak ve bu uyarıları taşımakla görevlidir. Nöronlar belli bir yaştan sonra bölünme özelliğini kaybederler.
Nöronlar; hücre gövdesi, dendrit ve akson olarak üç kısımdan oluşurlar.

1- Hücre Gövdesi :

Nöronun çekirdek, sitoplazma ve organellerinin bulunduğu kısımdır.

2- Dendrit :

Nöronun hücre gövdesinden çıkan kısa uzantılardır. Tek ya da çok sayıda olabilirler. Dendritler, çevreden veya bir başka nörondan gelen uyarıları (uyartıları) alarak hücre gövdesine iletirler.

3- Akson :

Nöronun hücre gövdesinden çıkan tek ve uzun kısımdır. Dendritler tarafından alınarak hücre gövdesine iletilen uyartıları alarak (elektriksel yük değişimi sayesinde) bir başka nöronun dendiritine taşırlar.
Aksonların dış yüzeyinde bulunan ve yağ dokudan yapılan koruyucu kılıfa miyelin kılıf denir. Miyelin kılıf, uyartıların akson boyunca daha hızlı iletilmesini sağlar.
• Miyelinli aksonlarda uyartılar 120 m/sn’lik hızla iletilirler.
• Miyelinsiz aksonlarda uyartılar 12 m/sn’lik hızla iletilirler.

Sinaps :

Bir nöronun akson ucu ile diğer nöronun dendritinin birbirine bağlandığı yere sinaps denir. (Nöronların birbirine bağlandığı yere sinaps denir). Bir nörondaki uyartı diğer nörona sinaps bölgesinden salgılanan sinir hormonları sayesinde geçer (iletilir).










a) Çevresel Sinir Sistemi :

Çevreden gelen uyarıları alan, bu uyarıları merkezi sinir sistemine (beyine ve omuriliğe) ileten, merkezi sinir sisteminin gelen uyarılara verdiği cevabı kaslara ya da organlara ileten, vücuttaki organlar ve kaslar ile merkezi sinir sistemi arasındaki iletimi (bağlantıyı) sağlayan sisteme çevresel sinir sistemi denir.
Çevresel sinir sistemi, nöronların birbirine bağlanmasıyla oluşan ve vücudu bir ağ gibi saran sinirlerden oluşur. Sinirler görevlerine göre duyu sinirleri, hareket (motor) sinirleri ve bağlantı (ara) sinirleri olarak üç çeşittir.

1- Duyu Sinirleri :

Çevreden veya iç organlardan gelen uyarıları alarak bu uyarıları merkezi sinir sistemine (beyine veya omuriliğe) ileten (duyu organlarından veya iç organlardan çıkan) sinirlere duyu sinirleri denir.

2- Bağlantı (Ara) Sinirleri :

Merkezi sinir sisteminde (beyinde veya omurilikte) gelen uyarıları değerlendiren, bu uyarılara cevap veren, duyu ve hareke sinirleri arasındaki bağlantıyı sağlayan sinirlere bağlantı (ara) sinirleri denir.

3- Hareket (Motor) Sinirleri :

Merkezi sinir sisteminin gelen uyarılara verdiği cevabı kaslara ya da organlara (duyu organı veya iç organ) taşıyan (ileten) sinirlere hareket (motor) sinirleri denir.

Çevresel Sinir Sisteminin Çalışması :

Canlıyı etkileyen, çevreden veya iç organlardan veya kaslardan gelen iç ve dış değişmelere (etkilere = değişikliklere) uyarı denir. Uyarıların sinir hücrelerinde oluşturduğu değişmelere uyartı veya impuls denir.
Çevreden, iç organlardan ya da kaslardan gelen uyarılar, duyu organlarında, iç organlarda veya kaslarda bulunan nöronların dendritleri ile alınarak hücre gövdesine iletilir. Uyartılar hücre gövdesinden aksonlara geçerek akson boyunca elektriksel ve kimyasal değişikler sayesinde taşınarak akson ucuna iletilir. Akson ucundaki uyartılar akson ucundan salgılanan sinir hormonları sayesinde sinaps bölgesinde diğer nöronun dendritine geçer. Uyartılar bu şekilde bir nörondan diğerine aktarılarak (duyu) sinirler sayesinde merkezi sinir sistemine taşınır. Merkezi sinir sistemine gelen uyartılar burada (bağlantı – ara nöronları tarafından) değerlendirilir ve verilen cevap (hareket – motor nöronları tarafından) aynı yolla ilgili organa iletilir.
Sinirlerde uyartı iletimi;






b) Merkezi Sinir Sistemi :

Canlı vücudunu yöneten, organların ve sistemlerin düzenli çalışmasını sağlayan, çevreden, iç organlardan veya kaslardan gelen uyartılara cevap veren, akıl, zeka, düşünme, öğrenme, konuşma, yazma, hafıza, yürüme gibi istemli hareketlerin gerçekleşmesini sağlayan sisteme merkezi sinir sistemi denir. Merkezi sinir sistemi milyonlarca nörondan oluşur.
Merkezi sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik ve omurilik soğanı olmak üzere dört kısımdan oluşur.

1- Beyin :

Kafatası kemikleri arasında bulunan, iki yarım küreden (sağ ve sol lob) oluşan, dış yüzeyi girintili çıkıntılı olan, dış yüzeyinde koruyucu bir zar bulunan ve milyonlarca nörondan oluşan organa beyin denir.

Beynin Görevleri :


1- Düşünülerek yapılan istemli hareketleri gerçekleştirir. (Akıl, zeka, düşünme, öğrenme, hafıza, hayal kurma, değerlendirme, yazma, okuma, konuşma, müzik aleti çalmayı öğrenme).
2- Beş duyu organından (göz, kulak, burun, dil, deri) gelen uyartıları değerlendirir ve beş duyu organının merkezleri (görme, işitme, koku alma, tat alma, hissetme merkezleri) buradadır.
3- Vücudu yönetir ve kontrol eder.
4- Vücudun hareket etmesini sağlar. (Vücudun hareket etmesi için kaslara emir verir).

2- Beyincik :

Beynin arka ve alt kısmında, beyin ile omurilik soğanı arasında bulunan, iki yarım küreden oluşan, dış yüzeyi kıvrımlı ve koruyucu bir zarla örtülü olan, küçük beyinde denilen organa beyincik denir.

Beyinciğin Görevleri :


1- Kulaktaki yarım daire kanalları ile birlikte vücudun dengesini sağlar.
2- Vücuttaki kasların dengeli ve düzenli (uyumlu) çalışmasını sağlar.

3- Omurilik Soğanı :

Beynin arka ve alt kısmında, beyin ile omurilik arasında bulunan (soğana benzeyen), dış yüzeyi düz ve koruyucu bir zarla örtülü olan organa omurilik soğanı denir.

Omurilik Soğanının Görevleri :


1- Beyin ve omurilik arasında uyartıların geçişini sağlar.
2- İstek dışı çalışan iç organların (kalp, böbrek, mide, bağırsaklar, karaciğer) çalışmasını sağlar.
3- İstek dışı gerçekleşen soluma, yutma, kalp atışı, kasılma, gevşeme, hapşırma gibi faaliyetleri denetler ve kontrol eder.
4- İstek dışı çalışan sistemleri (solunum, dolaşım, boşaltım, sindirim) çalışmasını denetler ve kontrol eder.

4- Omurilik :

Sırttaki omurganın içinde bulunan omurilik kanalında yer alan sinirler topluluğuna omurilik denir. Vücuttaki organlardan beyine, beyinden de organlara giden sinirler omurilikten geçer ve bu sinirler omurilikte çaprazlanır. Vücudun sağ tarafından gelen sinirler beynin sol yarım küresine, vücudun sol tarafından gelen sinirler de beynin sağ yarım küresine gider.

Omuriliğin Görevleri :


1- Düşünülmeden ani olarak yapılan hareketlerin yani reflekslerin gerçekleşmesini ve reflekslere tepki verilmesini sağlar.
2- Beyin ile organlar arasındaki sinirlerin geçişini (ve çaprazlanmasını) sağlar.
3- Beyin ile birlikte alışkanlık hareketlerinin yani kazanılmış reflekslerin gerçekleşmesini ve denetlenmesini sağlar. (Koşma, bisiklete binme, araba kullanma, yüzme, örgü örme, dans etme, konuşma, bakmadan yazı yazma).

NOT : 1- Canlıyı etkileyen, çevreden veya iç organlardan gelen değişmelere uyarı denir.
2- Uyarıların sinir hücrelerinde oluşturduğu değişmelere uyartı denir.
3- Nöronlar belirli bir yaştan sonra bölünme yeteneğini kaybederler.
4- Uyartılar nöronlarda elektriksel ve kimyasal değişikliklerle taşınır.
5- Sinaps bölgesinde bir nörondaki uyartı, diğer nörona sinir hormonları sayesinde aktarılır.
6- Miyelin kılıf, aksonların etrafında bulunan ve yağ dokudan oluşan koruyucu kılıftır. Miyelinli aksonlar (120 m/sn), miyelinsiz aksonlara (12 m/sn) göre uyartıları 10 kat daha hızlı iletirler.
7- Vücutta yaklaşık 100 milyon nöron vardır.
8- Beyin hücreleri, vücuda alınan oksijenin %25’ini harcarlar.
SORU 9- Beynin dış yüzeyinin kıvrımlı olmasının nedeni, daha çok nöronun yerleşmesini ve
bu sayede daha karmaşık görevlerin daha kolay gerçekleşmesini sağlamaktır.
10- Beyni çıkarılan bir insanın organları çalışır ve yaşamsal faaliyetleri devam ettiği için bu insan yaşayabilir. Fakat duyu organları çalışmaz, hareket edemez ve bitkisel hayata girmiş olur. (İç organların çalışmasını beyin kontrol etmez).
11- Beyinciği çıkarılan insan (veya kuş) yaşayabilir. Fakat kasları düzenli çalışmaz ve rasgele hareket eder. (Kuşta yalpalayarak uçar).
12- Vücudun sol tarafını sağ beyin, sağ tarafını da sol beyin yönetir.
13- Konuşma, yazma, koşma, yürüme, dans etme, bisiklete binme, yüzme, örgü örme, araba kullanma, futbol oynama gibi harekelere alışkanlık denir. Sonradan kazanılan bu alışkanlıklara kazanılmış refleks de denir.
Alışkanlıklar önce beyin sayesinde öğrenilir ve öğrenilinceye kadar beynin kontrolünde yapılır. Alışkanlıklar öğrenildikten sonra omurilik tarafından kontrol edilir ve denetlenir.
14- Refleks anında vücudun zarar görmesini önlemek için (yoldan kazanç sağlamak için) hareket emrini omurilik verir.
15- Beyinciğin iç bölümünü ak madde, dış bölümünü boz madde oluşturur. Boz madde, ak maddenin içinde girinti çıkıntı yapar ve bu nedenle beyincik ağaç görünümündedir. Bu nedenle beyinciğe yaşam ağacı da denir.
16- Çevreden gelen uyarıları alan organa duyu organı denir.


5- Sinir Sisteminin Sağlığı ve Korunması :


1- Sinir sistemi organları çarpma ve vurmaya karşı korunmalı, zarar görmemelidir. (Çünkü zedelenen nöronlar veya sinirler belli bir yaştan sonra yenilenemezler).
2- Alkol, sigara ve uyuşturucu kullanılmamalıdır. (Sinir sisteminin çalışma düzeni bozulur).
3- Gürültülü ve gerilimli ortamlarda bulunulmamalıdır.
4- Dengeli beslenilmeli ve düzenli uyunmalıdır.
5- Ağır yük kaldırılmamalıdır. (Omurilik için).
6- Düzenli olarak spor yapılmalıdır.

6- Sinir Sisteminde görülen Hastalıklar :


1- Felç :

Beyindeki kan akışının azalması sonucu sinirlerin ve kasların çalışmasının engellenmesi, hareket sinirlerinin zedelenmesidir.

2- Sara :

Beyindeki sinir hücrelerinin ani ve geçici olarak görev yapamaması sonucu geçici bilinç kaybıyla nöbetlerin ortaya çıkmasıdır.

3- Parkinson :

Beyindeki uyarırlı alan sinir hücrelerinin görevini yapamaması sonucu ellerin birinin istem dışı hareket etmesi ve bilinç kaybının ortaya çıkmasıdır.

4- Menenjit :

Beyin veya omuriliği örten zarların (uzun süren grip ve nezle sonucu) bakteri, virüs ya da mantar bulaşması sonucu iltihaplanmasıdır. Ölüme yol açabilir.

5- Kuduz :

Kuduz hastalığı hayvanlardan insanlara geçen ve merkezi sinir sistemini etkileyen virüslere bağlı bir hastalıktır. Hastalığa etken olan virüs insanlara genellikle hayvanın ısırması sonucu gelişir.
Kuduz virüsü merkezi sinir sistemine vardığında hızla yayılarak hastalığı oluşturur. Eğer iyi tedavi edilmezse kısa süre sonra ölüme neden olabilir. İlk 2 – 10 gün boğaz ağrısı, halsizlik, sinirlilik, depresyon, ateş ya da kusma, kesin belirtiler ise ısırma yerinde kaşınma, ağrı ya da karıncalanma hissedilmesi şeklinde ortaya çıkar. Daha sonraki dönemlerde hastaların %80’inde saldırganlık, %20’inde kasılmalar, garip davranışlar, ense sertliği, boğaz ağrısı, ses kısıklığı (hidrofobi denilen) su korkusu görülür.

6- Çocuk Felci :

Omurilikteki kasların kasılmasını başlatan sinir hücrelerine zarar veren bir virüsün yol açtığı bulaşıcı hastalıktır. Çocuk felcinde, 40°C’yi bulan yüksek ateş, şiddetli baş ağrıları, bulantılar ve sırt ağrıları görülür. Virüs, hastaların çıkardığı dışkı yoluyla yayılır. Ağız yolundan verilen aşı ile tedavi edilebilir.


 

 

Hazırlayan : MURAT ÜSTÜNDAĞ


ENDOKRİN SİSTEM BİYOLOJİ


• Canlılarda sistemler arasındaki uyumlu çalışmayı sağlayan özel maddelere hormon denir.Bunların sağlandığı yere endokrin bezler,bu sisteme de endokrin sistem denir.
HORMANLARIN ÖZELLİKLERİ
1. Üretildikleri yerden hedef doku ve organlara hayvanlarda kan ile bitkilerde ise hücreler arası difüzyon ile floemle3 taşınırlar.
2. Her hormonun etkilediği hücre ,doku, ve organ farklıdır.
3. Hormonlar az miktarda olup etkileri farklıdır.
4. Gereğinden az veya çok salınmaları halinde hastalıklara neden olabilirler.
5. Hormonlar canlıdaki yoğunluğuna göre etki gösterirler.
6. Hormonlar protein ve yağ yapısındadır.

• Yüksek yapılı organizmalarda vücudun bütünlüğü sinir sistemi,birlikte çalışmasıyla sağlanır.
• Endokrin bezler salgı yapan sinir hücreleri ile bunların salgılarını inceleyen bilim dalına endokrinoloji denir.

HAYVANLARDA HORMONAL DÜZENLEME
• Omurgalıların birçoğunda ve birçok omurgasız hayvan (böcekler ,kabuklular, yumuşakçalar)endokrin bezler vücudun düzenli çalışmasında görev alır.
• Sölenterlerde ve halkalı solucanlarda hormon üreten tek kaynak ,salgı yapabilen sinir hücreleridir.
• Böceklerde hormonlar sinir sisteminde (beyin) üretilir.Beyin hormonları etkisiyle vücut bezleri hormon salgılar.Bunlardan en önemlisi de deri değiştirme hormonudur.Bu hormonun sayesinde deri değiştirilerek dış iskeletin engellemesine rağmen büyüme sağlanır.Bir başka hormon ise larva döneminde üretilen gençlik hormonu(jüvenil)dur.
• Deri değiştirme hormonu (ekdizon)ergenlik döneminde salgılanır.

İNSANDA HORMONLAR
• Hormonlar iç salgı bezlerinde üretilerek direkt kana verilir.
• Başlıca iç salgı bezleri:Hipofiz,tiroid,paratiroid,böbreküstü,pankreas,epifiz,timusve eşey bezleridir.

HİPOTALAMUS:İki çeşit hormon salgılar.Bu hormonlar hipotalamus tarafından sentez edilerek hipofiz bezinin arka lobunda depo edilir, ihtiyaç halinde buradan kana karışır.

1. ADH(=Antidiüretik Hormon =Vazopressin):Böreklerde suyun geri emilimini sağlar .İnce atardamarın kasılmasını kan basıncının artmasını sağlar.ADH az salgılanırsa şekersiz diyabet hastalığı görülür.
2. OKSİTOSİN:Uterusun kasılmasını sağlayarak doğuma yardımcı olur.Meme bezlerini uyararak sütün meme ucuna gelmesini sağlar.
HİPOFİZ:iki kısımdır.1)Arka lop:Hipotalamusta üretilen hormonlar depo edilir.2)Ön lop:7 önemli hormon salgılar.
1. STH(=Somatotropin Hormon) :Büyümeyi sağlar Özellikle uzun kemiklerin büyümesini sağlar.Protein sentezini arttırır,karbonhidrat ve yağ metabolizmasını etkiler.Fazla salgılanması devliğe az salgılanması cüceliğe yol açar.Büyüme döneminden sonra fazla salgılanırsa akromegali hastalığına (el ayak, ve yüz kemiklerinde orantısızlığa) sebep olur.
2. MSH(=Melanosit Uyarıcı Hormon):Deride melanosit hücrelere etki ederek cilde renk veren melanin maddesini salgılatır.
3. TSH(TUH=Tirotropin):Tiroid bezinin uyarılmasını ve tiroksin hormonun salgılanmasını sağlar.
4. LTH(=Luteotropik Hormon=Prolaktin):Korpus luteumun devamını sağlar.Annelik duygusunu geliştirir.Süt keselerinin oluşumunu sağlar.
5. FSH(=Folikül uyarıcı Hormon):Dişilerde folikülleri geliştirerek yumurta hücresinin olgunlaşmasını sağlar.Foliküllerde östrojen salgılattırır.Erkeklerin testislerinde sperm hücrelerin oluşumunu başlatır.
6. LH(=Luteinleştirici Hormon):Dişilerde ovalasyonu sağlar.Korpus luteumun oluşmasını sağlattırır.
7. ACTH(=Adrenokortikotropik Hormon):Böbrek üstü bezinin korteks kısmını uyararak buradan steroid hormonları salgılattırır.

TİROİD BEZİ:En önemli hormonu tiroksindir.
TİROKSİN:Hücrelerin metabolizma faaliyetlerinde kullandıkları oksijen miktarını ayarlar.Fazla salgılanırsa oksijen tarafından kullanılan oksijen miktarı artar ve metabolizma hızlanır.AZ salgılanırsa metabolizma yavaşlar,hücreler arası maddede sodyum ve suyun ,kanda ise kolesterolün yükselmesine sebep olur.İnsanlar ve sıcak kanlı hayvanlar, yılın soğuk aylarında daha fazla tiroksin salgılar.Hipotalamustaki salgı yapan sinir hücreleri, özel bir madde ile hipofizin ön lobundan tirotropin sentezlenmesini ve serbest kalmasını sağlar.TSH kan ile tiroide gelir ve tiroksin hormonu salgılar.Ayrıca kandaki Ca ve P seviyesini düşürücü etki yapan tirokalsitonin hormonu da salgılar.İyot eksikliğinde tiroid bezinin büyüyerek salgı yapmasını guatr denir.Gelişme devresinde tiroit bezinin az çalışması sonucu kretenizm(ahmaklık) olur.Bu çocuklarda cücelik , zeka geriliği, eşey bezlerinin gelişmediği görülür.Ergenlik döneminde az salgılanırsa bazal metabolizma hızı ve vücut ısısı düşer.Ruhen ve bedenen uyuşukluk başlar.Deride şişlikler ve kıl dökülmesi görülür.Bu bozukluklara miksodem denir.

PARATİROİT BEZİ:Parat hormonu (paratirin)sentezler.
PARAT HORMONU:Ca ve P metabolizmasını düzenler.Kemikten kana Ca ve P geçişini sağlar.Tirokalsitonin ile zıt çalışarak Ca , P dengesini sağlar.Az salgılanırsa kandaki Ca kemiklerde birikir ve kanın Ca miktarı azalır. Buna tetani denir.Bu hastalıkta kaslar ağır kasılma ve titremeler olur.El ve ayak parmaklarında içe doğru bükülmeler olur.

BÖBREKÜSTÜ BEZLERİ:Kabuk (korteks) bölgesinden salgılananlar:aldosteron ve kortizon.Öz bölgesinde (medulla)salgılananlar:Adrenalin (Epinefrin), nöradrenalin(Nörepinefrin)
ALDOSTERON:Böbreklerdeki Na –Cl iyonları emilimini sağlar
Kortizol.Karbonhidrat,yağ ve protein metabolizmasını düzenler.Protein ve yağların karbonhidrata dönüşmesini sağlar.Kan şekerini yükseltir
Korteks bölgesi hormonlarının az salgılanması sonucu Andison hastalığı oluşur.Deri tunç rengini alır, kan basıncı düşer iştahsızlık ve kaslarda zayıflama görülür Na ve Cl `ün idrara atılması artarken vücut sıvısında K miktarı yükselir.
ADRENALİN(Epinefrin): Korku , öfke ve heyecan anında salgılanır.Sempatik sinir sistemi epinefrinin etkisiyle kan basıncını yükseltir,kalp atışlarını hızlandırır damarlar genişler , göz bebekleri büyür, kıllar dikleşir.
NORADRENALİN(Nörepinefrin): Kan basıncını arttırıcı etki yapar

PANKREANS:Karma bir bezdir.Ürettiği enzimleri kanalla bağırsağa gönderir.Langerhans odacıklarında ürettikleri hormonları kana verirler.

İNSÜLİN:Langerhans adacıklarını beta hücrelerinde üretilir.Kan şekerinin dokulara geçişini sağlar.Kas ve karaciğerde glikojen sentezini sağlar.Yeterli salgılanmadığında kan şekeri yükselir ve bunun sonucunda şeker hastalığı görülür.
GLUKAGON:Langerhans adacıklarının alfa hücrelerinde sentezlenir.Karaciğerde depo edilen glikojeni parçalattırır.Glikozun kana geçişini sağlayarak kan şekerini arttırıcı etki yapar.

EŞEYSEL BEZLER:
TESTİS HORMONLARI(ANDROJEN ):Testislerde testesteron hormonu üretilir.Erkeklerde ikincil karakterlerin gelişmesini ve spermlerin olgunlaşmasını sağlar
OVARYUM HORMONLARI:Östrojen ve progesteron üretilir.Östrojen dişilerde eşeysel olgunlaşmayı düzenler


PLASENTA:Progesteron salgılar.



Hazırlayan: RAHMİ MART

Bugün 32 ziyaretçi (133 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol